İZMİR'den ÇANAKKALE'ye - I. Bölüm (Yollardan Manzaralar)



ÇANAKKALE - İZMİR YOLUNDAN MANZARALAR                                                              (Birinci Bölüm.)      

Canakkale - Izmir via the Landscapes                                                                                                    (Part One.)
 
Yollar biz insanların ömürlerinin bir bölümünü üzerinde geçirdiğimiz bizlerin değişmez bir parçasıdır, Dünyanın ilk kurulduğu yıllarda insanlar bir yerden bir yere giderlerken belli başlı yerleri işaretler koyarak nerede olduklarını ve yönlerini tespit ederlermiş, bu yol işaretleme işi insanlar dünya üzerinde kalabalıklaştıkça daha dikkat edilmeye başlanmıştı, insanlar yeni şeyler keşfetmeye başlamışlardı en sonunda arabayı da yaptılar.                                                                                                                                                                 Bu gelişme yeni teknikler ile ilerledikçe bu arabalar insanların işine daha çok yaramaya başlamıştı ve arabalar çoğaldıkça yol yapılması gerektiğini anlayıp yeni araba yolları yapılmaya başlandı, bu yollar yapılırken de gerekli olan yol işaretleri yapılmaya başlandı ama bu işaretler biz insanlar için yeteri kadar dikkate alınmamaya ve uyulmamaya başladı.                                                                                                                          Lakin insanların bir yerlere gidip gelmeleri için daha iyi ve güzel yollar yapılmaya ve (Ferhat’ın Şirin için dağı deldiği gibi) dağları delip tüneller yaptılar.                                                                                                                       Bizlerde bu yolları kullanarak bulunduğumuz yerden gezmek veya bir tanıdığımızı ziyaret etmeye, bir şehre veya Ülkeye rahatlık içinde kolaylıkla ulaşmaya başladık./Ben bir arkadaşımı ziyaret etmek için İzmir’den yola çıkıp Çanakkale’ye gitmeye karar verdim.                                                                                                                        Bu seyahat‘ı gerçekleştirmek için eşimle beraber yola koyulduk. Yol boyunca değişik ve çok güzel bir çok yerleşim yerlerinden geçerek ilerledik.                                                                                                                                                                                  İlk önce Menemen’den geçtik, Buruncuk‘ta güzel ve ilginç bir kare yakaladım, 
 

   Caminin üstündeki misafirler bakınız.

     Buruncuk'ta ki ışıklar.
daha sonra önümüze Aliağa geldi, (Aliağa merkezine girişten bir kaç kare) 



yola devam ederken Şakran geldi karşımıza

    Şakran'a doğru ilerlerken


daha sonra ise Bergama yol ayrımı geldi, (Daha ileriki yazılarımda bu antik kenti PERGAMON’un gezip sizlere sunacağım)




Bu ayrımı da geçip Dikili’ye doğru ilerlerken bizleri Rüzgar enerjilerinin kanatları karşımıza çıktı.



 
İleride ise yemeklerimize tat veren ve vazgeçilmez olan tuz üretiminin



 
(Gölün misafirlerini de görüntüleyip) yapılan gölet‘in önünden geçip Ayvalık’a yol aldık.




Burada kısa bir moladan sonra yine yola koyulduk, önümüze gelen Gömeç olunca Atatürk kayalıklarını çekmemek olmazdı.


Hızla devam edip Burhaniye girişinde kurulmuş olan İstiklal Savaşı Parkını gezmemek olamazdı. Ülkemizin kurtuluşunda savaşmış ve bu uğurda canlarını hiçe saymış bu kişileri saygı ve minnetle andık.                        



 

Bu parkın hemen önündeki alana Türk Hava Kurumu tarafından konulmuş olan uçakta gelip geçenlerin ilgi alanıydı

 

Burhaniye’yi arkamızda bırakıp devam yola devam ettik, karşımıza Balıkesir, Edremit yol ayrımı geldi. 


    Balıkesir- Edremit yol ayrımı


    Otogarın önündeki kavşak
            
Sola dönerek Edremit’e doğru ilerledik. Burada da birkaç kare ilave edip, hızla Çanakkale’ye doğru yol almaya başladık.
Edremit’i biraz geçmiştik ki bu tahta cami ve minaresi ilgimizi çekti.




Comments

Popular posts from this blog

BALİNA ASKERİ PLAJI KIBRIS

SÜLEYMANPAŞA KÖŞKÜ (KIBRIS-GİRNE)

SAKAR GEÇİTİ – MUĞLA