İZMİR'den - ÇANAKKALE'ye - II Bölüm (Yollardan Manzaralar)


ÇANAKKALE - İZMİR YOLUNDAN MANZARALAR                                                         (İkinci Bölüm.)     
 Canakkale - Izmir via the Landscapes                                                                                                    (Part II.)
Edremit’i geçip hızla devam ediyoruz, 

yol Küçükkuyu’ya kadar hemen, hemen deniz kenarına yakın seyrettiği için önümüze birçok hep yazlık siteler çıkıyor, onların arasından yola devam edip ilerliyordu, buraya kadar yolların çift yol olmasına rağmen genelde birçok yerde yapılan çalışmalar nedeniyle dikkatli olunması ve bir kazaya sebep olamamak için işaretler uyulması gerekiyor, önce Akçay’a geliyoruz. Yol burada yerleşim yerinin her ne kadar dışından geçse de artık her taraf yazlık olduğu için sanki içinden geçiyormuş gibi geliyor. İleride kaplıcasıyla ünlü Güre geliyor. İlerledikçe karşımıza Altınoluk’u çıkıyor. 






Burası rahmetli Sayın Necmettin ERBAKAN sayesinde iyice ünlendi, buraya gelinceye kadar etraf tabiri caizse dağ taş ev olmuş ve olmaya da devam ediyor. 





Birçok yerde inşaatlar sürüyor. Küçükkuyu’ya devam ederken buralarında geçtiğimiz yerler gibi yazlık sitelerle dolu olduğunu gördük.








Burayı da geçtikten sonra Türkiye’de ki en güzel yollardan birisi olarak kabul edilen KAZ dağlarını tırmanmaya başlarsınız.





 Köylüler yolun bir kenarına satış yerleri yapıp ürettikleri ürünleri sattıkları yerler.



Yukarıya doğru çıktıkça sizi eşsiz güzellikte ki çam ağaçları sarmalar ve uygun bir yer bulup durabilirseniz biraz çam ağaçlarının arasında dolaşın ve manzarayı seyredin, bu ülkeye bir daha hayran kalacaksınız.
Dağın tepesine geldiniz de Çanakkale’ye giderken yolun solunda kalan kamyoncuların uğradığı bir kır lokantası var, oraya girip Menemen yemenizi tasfiye ederim. Manzarası da nefis.
Artık Kaz dağlarından geçen yolun en üst yerine geldik, bundan sonra inişe geçiyoruz ve hızla deniz seviyesine doğru yol alıyoruz.
Önümüzden birçok köyün giriş levhaları geçip giderken ilerde Ayvacık göründü,  ana yoldan iki, üç km kadar içeride bulunan bir belde, daha önce girip gezdiğim için girmeden yola devam ettik.
                                                 İlerde görünen yerleşim yeri Ayvacık..
                                                               Ayvacık girişi



Hızla ilerlerken yolun çevresinde birçok ekilmiş tarlaların önünden geçip gidiliyor. İnsan bunları görünce ülkemizin ne kadar verimli bir toprağa sahip olduğunu bir kez daha şahit oluyoruz.
Hızla ilerlerken birden bire önümüze peynir denince ilk aklımıza gelen Ezine’ye girdik. Ama ondan önce Bigadiç yol ayrımı bizi karşıladı.





Hiç hız kesmeden yola devam ettik. Önce Tarihte yer almış TRUVA kentinin girişi geldi, 

daha sonra yeni adıyla Erenköy (İntepe) geldik, Erenköy’de bulunan hava şehitliğini gördükten sonra




Çanakkale’ye doğru ilerlerken, sağda Çanakkale savaşlarına tanıklık etmiş olan Turgut Reis Tabyasını gördük.



Buradan sonra yola devam ettik ve az sonrada karşımıza Çanakkale çıktı.



 İlerde görülen yerleşim yeri Çanakkale'ye bağlı olan Kepez Beldesi (Artık Çanakkale ile birleşmişler)

Not..Bir başka yol macerasında buluşma üzere hoşça kalın...                

Comments

Popular posts from this blog

BALİNA ASKERİ PLAJI KIBRIS

SÜLEYMANPAŞA KÖŞKÜ (KIBRIS-GİRNE)

SAKAR GEÇİTİ – MUĞLA