İZMİR – ANTALYA - İZMİR II. Bölüm (Yollarından manzaralar)
II. Bölüm
KALKAN –
ANTALYA
Kalkan’da üç günlük dinlenmeden sonra KALKAN 'ı
arkamızda bırakırken hatıra olarak eşimin bir karesini çektim ve yola koyulduk.
On dakika sonra beyazdan lacivert’te doğru uzana ve Akdeniz’in en güzel deniz
görüntülerinden birine sahip olan KAPUTAŞ plajına ulaşmıştık,
uzun bir
merdivenden aşağıya inmeyi göze alabilirseniz deniz girmenizi tavsiye ederim,
enfes güzellik sunuyor size, yalnız birden derinleşiyor girerseniz dikkatli
olun.
Bu yolu yenileme ve genişletme çalışmaları sırasında çalışan Dört işçi
vefat etmiş. Burada yarım saat kadar oyalandıktan sonra toparlanıp Kaş’a doğru
yola devam ettik. Takriben 25 dakika sonra karşımızda KAŞ‘ın bir çok otelinin
olduğu ÇUKURBAĞ yarımadası görünmüştü,
daha sonra da Kaş’a girmiştik, eskiden
Kaş’a yaklaştığınızda sahilden devam edip girerdiniz, şimdilerde şehrin Kalkan
tarafına yapılan yat limanı nedeniyle yol bir içeriye alınmış. Buna rağmen
güzelliğinden hiçbir şey kaybetmemiş. Sahilde oturup Meis adasına karşı birer
çay içip
yola koyulup bu güzel ve şirin beldeyi arkamızda bıraktık,
tepeye çıkınca
yukarıdan bu güzel beldeyi bir müddet seyrettik,
Bu manzara seyredilmez mi!
yolda ilginç bir evi görünce
onu da aramıza kattık,
biraz daha ileride ise eski zamanlardan kalma bir su
sanrıcıda bizi selamlamıştı,
hızla ilerlerken karşımıza Elmalı, Demre yol
ayrımı geldi,
biz Demre’ye doğru direksiyonu kırdık, biraz gittikten sonra
Üçağız, Kale sapağı çıktı karşımıza, hep methini duyduğumuz burayı ziyaret
etmek istedik ama yolu çok uzatacağımız bildiğimiz halde yinede burayı gezmeyi
başka bir turumuza bırakamayız diyerek hemen yolumuzu o yöne doğru döndürdük,
ilerledikçe
karşımıza çıkan küçük köyleri arkamızda bırakarak ilerledik,
bir tepeyi
aştığımızda karşımıza manzarayı görünce hayran, hayran baka kaldık.
Üçağız
köyünde ilginç bir bar levhası ve incik boncuk satan esnafların güzel
tezgahları,
Tam köyün içinden sağa doğru Demre levhasını görüp o yola
girdik, hızla ana yola doğru ilerlerken gördüğümüz kaya mezarı da çektik.
Yarım
saat kadar bir yolculuktan sonra ana yola çıkıp Demre’ye devam ediyorduk ki
karşımıza Demre’nin güzel koylarından biri olan Çayağzı çıktı, yukarıdan onu
seyredip birkaç kare ile gezimizi süsledik.
Demre’ye gelmişken Noel Baba’yı
ziyaret etmeden de geçemedik, ne olur ne olmaz, yoksa Yeni yılda bizlere hediye
vermezdi.
Şehrin merkezindeki Neol baba heykeli
Neol babanın evinin antik kalıntılarında heykeli
Bu ziyareti hızlıca yaptıktan sonra Finike’ye doğru yeniden yola
koyulduk, bu yol çok virajlı dikkatli olmak gerekli ama çok güzel nefis küçük,
küçük koylara sahip ki insanı kendisine hayran bırakıyor.
Bu virajlı yoldan
ilerleyerek sonunda Finike’ye vardı.
Hemen şehrin girişinde bulunan yatı
limanında (Marina) bir birinden güzel tekneler biz karşıladı.
Şehrin içine
doğru ilerlediğimizde Elmalı, Kumluca levhalarını görüp Kumluca istikametine
devam ettik. Antalya’ya gitmek için Kumluca‘yı da arkamızda bırakmamız gerekiyordu
ve bizde bunu hızla yaptık.
Bu yerleşim yerini de geçtikten sonra Göynük’te
gideceğimiz otele az bir yolumuz kalmıştı ama biz sanki bunu uzatmak için
önümüze çıkan Çıralı sapağından içeriye girdik.
Burada istediğimiz fotoğrafları
çektikten sonra buradan çıkıp tekrar ana yola dönüp gideceğimiz otele doğru
yola devam ederken, oteller guruplarından bir kaçını barındıran Tekirova’ya
girmeyip
devam ederken Kemer’e geldik, buraya girip fotoğraf çekmeden yalnızca
görmek için hızlı bir şekilde geçmeye karar verdik, hızlı bir biçimde şehrin
içinden geçerken yine de saat kulesinin fotoğrafını çekmeden edemedik,
burayı da
hızla geçtik ve sonunda tatiliminiz ikinci bölümde kalacağımız otele vardık.
Comments
Post a Comment